Dostoyevski "Budala" İsimli Eserinin İncelenmesi

Dostoyevski’nin, 1867 yılında 46 yaşındayken Basel’de gördüğü Hans Holbein’in “Ölü İsa’nın Mezardaki Bedeni” isimli eseri ruhunda yıkıcı bir depreme yol açar. Tablo, fresk ve heykellerde resmedildiği bir ışıltı, güzellik ve ilahiliğin aksine bu tabloda İsa çürümekte olan bedeni ile resmedilmiştir. Dostoyevski eşine “bu resmin insanı dinden çıkartabileceğini” söylemesi üzerinde yarattığı derin etkiyi özetler. İsa’ya yürekten inandığını söyleyen, etrafındakileri de inanmaya teşvik eden bir kişinin veya ateistlerle alay eden yazılar yazan bir kişinin ateizme yönelmesinden bahsedemeyiz. Fakat aynı zamanda küçük yaştaki kızının kaybı onda öylesine derin bir yara açar ki ölüm ve sonrasını daha detaylı düşünmeye aklının araştırmasını imanının kösteklemesine izin vermeyerek aklına geleni yazar. İnsanlığın daha az medeni olduğu on ikinci yüzyılda çocukları ve altmış rahip yedirten açlıktan [1] bahseder sonra kendisini ihbara götüren vicdan ve suçluluk duygusundan ve bütün bun...